Kahramanmaraş depreminde ailesini kaybeden baba: ‘Bütün anılarımız o enkazla birlikte gitti’
Merkezi KAHRAMANMARAŞ olan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremde Osmaniye’de 2 blok çöken ve 132 kişinin hayatını kaybettiği Metin Tamer Sitesi’nde 6 kişilik Kaba ailesinin 5 üyesi hayatını kaybetti. Eşini ve 4 çocuğunu kaybeden Gazi İsmail Kaba (46), “Enkazdan çıkan tek şey aile fotoğrafımdı. Onun dışında hiçbir şey yok. Ayrıca oğlum Durmuş Ali’nin cüzdanı da bulundu. Bütün anılarımız o enkazla birlikte gitti.”
Osmaniye’de 6 Şubat depreminde 2 bloğu yıkılan Adnan Menderes Mahallesi’ndeki Metin Tamer Sitesi’nde 132 kişi hayatını kaybetti. 4 Blok’ta bulunan Aşiyan Apartmanı’nın 7’nci katında yaşayan 6 kişilik Kaba ailesinin 5 ferdi de hayatını kaybetti. Eşi Şenay (43), oğulları Durmuş Ali (21) ve Furkan (14) ile kızları Özlem (19) ve Fatma Sena’yı (17) kaybeden Gazi İsmail Kaba, enkazdan yaralı olarak kurtuldu. 50 gün süren tedavisinin ardından taburcu edilen İsmail Kaba, tedavi sırasında ailesinin yeniden hayatını kaybettiğini öğrendi.
‘GÜRÜLTÜ KULAKLARI ŞOK EDİYORDU’
Deprem anında kaldıkları binanın çökmesinden 15-20 saniye önce uyandıklarını belirten İsmail Kaba, “Uyandığımızda bina titriyordu. Çocuklarımızı, iki kızımı yanımıza çağırdık. geldi. İki oğlum da odalarında bekledi. Sarsıntı dinmeyince dışarı çıkmaya karar verdik. Koridorun yarısına gelmiştik. O sırada aşağıdan büyük bir ses duyduk.” Sarsıntı başladığında sanki bina aşağıdan yukarıya doğru atlıyormuş gibi oldu. Yine duvarlardan tutarak yatak odasına gittik. İki kızım, eşim ve ben aynı yerde bekledik. Eşim, ‘Dua edin, şahitlik getirin’ dedi. Biz sarsıntının geçmesini beklerken bina yana yatmaya başladı. Yüksekte olduğumuz için, “Binanın çöktüğünü net bir şekilde gördük. Gürültü sağır ediciydi. Bina çöktükten sonra yerden büyük bir ses geldi ve ardından bina tamamen çöktü” dedi.
‘BİZİ KURTARMAK İÇİN SAVAŞTILAR’
Bina çöktükten sonra enkaz altında hiçbir şey duymadığını ve hafif bir sarsıntı hissettiğini belirten Kaba, “Bayılmadım, bilincim yerindeydi. Eşime ve çocuklarıma seslendim ama ses çıkmadı. Ben de hareket edemiyordum. Tamamen gömülmüştüm. Sadece nefes alabiliyordum. Sözü söyledim ve beklemeye başladım.” Depremin 15-20. dakikasında insanlar gelip bağırmaya başladı. Enkazın üzerindeki bir kişi “Beni duyabilen var mı?” diye bağırdı. O anda seslendim. Sonra da “Ben senin yerini buldum, seni kurtaracağız” dedi. Adımı sordu, “İsmail Kaba” dedim. “Seni tanıyorum kardeşim, karşı binada oturuyorum, komşuyuz” dedi. Kaç kişisiniz diye sordu, 4 kişiyiz dedim. “Yandaki odada oğullarım var” dedim. “Tamam onları da kurtaracağız” dedi. 2 kişi oldular ve çalışmaya başladılar. Üst katta çalıştıklarını hissettim. Bu sırada bir sarsıntı yaşandı. O sırada komşum bağırıp ‘Abi biz buradayız, bizi kurtaracağız’ dedi ve onlar da öylece bırakmadılar. Bizi kurtarmak için kahramanca bir çaba gösterdi. Süreç boyunca kolumdan tuttu. Sağımızı solumuzu açtı, beni ve kızımı dışarı çıkardı, hayatın boşluğunu yarattı. Ayaklarımız sıkıştı, makasa ihtiyacımız vardı. Üstümüzde bir sütun vardı. Bu arada akrabalarımız da geldi. Saat 6.30 sıralarında özel harekat polisi geldi. ‘Yapabileceğimiz bir şey var mı?’ sordular. ‘Yaşıyor, çıkaramıyoruz, makas lazım’ dediler. “Polis araçlarında elektronik makas vardı, demirleri kesti ve bir saatlik çalışmanın ardından önce kızım Özlem’i, sonra Fatma Sena’yı, ardından ben ve eşim dahil dördümüzü aldılar” dedi. .
‘RÜYADA OĞLUMU GÖRDÜM VE AİLEMİN ÖLDÜĞÜNÜ ÖĞRENDİM’
Hastaneye kaldırıldığında oğlunu rüyasında gördüğünü belirten Kaba, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Rüyamda oğlum okul bahçesinde yatıyordu. Hafif yağmur yağıyordu. ‘Oğlum kalk gidelim, neden burada yatıyorsun’ dedim. Tepki vermedi. Israr ettim. Kolundan tutup çektim, tepki vermedi. Kaldıramayınca geri dönüp okul bahçesinden tekrar baktım. ‘Neden yapmıyor’ dedim. O kalktı?’ Kendi kendime bu kadar düşündüm ve sonra uyandım. Orada oğlumun vefat ettiğini anladım. Yanımda kalan yeğenlerime sorduğumda Durmuş Ali’nin rüyalarıma girdiğini ve onu anladığımı söyledim. vefat etti.Başkalarının durumunu sorduğumda yeğenim cevap vermeden dışarı çıktı.10-15 dakika sonra kardeşlerim ve akrabalarım evime geldiler.Onlara sordum.Sarılıp ağladılar.O anda Diğerlerinin de vefat ettiğini anladım. Belimde kaburga kırıkları, vücudumda yaralar vardı. 50 gün hastanede tedavi gördüm ve taburcu oldum. Bazen ablamın yanında kalıyorum, bazen de konteynerim oluyor. Kırıklı köyünde ev. Orada kalıyorum ailemi görüyorum. Ziyaret ediyorum. Sadece enkazdan aile fotoğrafımı buldular. Onun dışında hiçbir şey yok. Ayrıca oğlum Durmuş Ali’nin cüzdanı da bulundu. “Bütün anılarımız O enkazla birlikte gitti.”